Zengin İçerik İçin Tıklayınız !

23 Şubat 2014 Pazar

The Wolf of Wall Street

The Wolf of Wall Street


Hikayenin kahramanı tam ismiyle Jordan Ross Belfort, bu ismi düne kadar hiç duymamıştım hatta filmden çıktıktan sonra da hala hayali bir senaryo kahramanı sanıyordum ama film zaten Belfort'un hapishanede yazdığı ve kendini anlatan kitabından uyarlanmış. Filmde bu karakteri Leonardo Di Caprio canlandırıyor.
ORKAPLUS İLE İNTERNETTEN PARA KAZANMANIN GERÇEK VE KOLAY YÖNTEMLERİNİ ÖĞRENİN SİZ DE KAZANIN



Jordan Belfort, 1962 doğumlu . Orta sınıf bir aileden geliyor. Ama bu adam için bir şeylerin farklı olduğu çok belli ki 12 yaşında sokakta sihir gösterisi yapmaya başlıyor. 16 yaşında kumsalda dondurma satarak kazancını günde 400 dolara bile çıkartmış. 22 yaşında Biyoloji bölümünden mezun olmasına rağmen Wall Street'e iş başvurusu yapıyor ve bir şekilde görüşmede kendini kabul ettirip işi alıyor. Ve hep kendine örnek aldığı o patronu ile tanışıyor : Mark Hanna.




23 yaşına geldiğinde ise Porsche sahibi bir genç. Ama tabii hayat sürekli böyle toz pembe gitmiyor. 23 yaşında Porsche arabası da dahil olmak üzere herşeyini kaybediyor ve sıfırdan başlıyor. Kendisi bu dönemi kitabında şu cümlelerle anlatıyor : "
Wall Street beni önce yuttu daha sonra da şiddetli bir şekilde kustu.
"

Bu yeni başlangıç için ona sermaye konusunda yardımcı olan arkadaşı Danny Porush ile birlikte kendi başlarına maceraya atılıyorlar.



Maceraları güzel başladığı gibi gayet de iyi devam ediyor. Kurdukları şirket Stratton Oakmont, 1990 yılında Steve Madden Ltd. ayakkabı firmasının halka arz edilmesiyle birlikte 1 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşıyor.

Tabii bu genç yaşta gelen inanılmaz paranın yan etkileri de var. Belfort yaşam tarzını "Partying Lifestyle" diye tanımlıyor. Ofiste olsun ofis dışında olsun sürekli bir parti havası söz konusu. Parti yaşam tarzı yüzünden yaşadığı helikopter kazası ve yatının batması ( ki Sardunya adası civarında sahil güvenlik tarafından kurtarılıyor, ölüme bir adım uzaklıktayken) onun için önemli bile değil çünkü o dönem kazancı haftalık 1 milyon dolar. Sadece partiler değil tabii, bu partilerin içeriği olan hayat kadınları ve uyuşturucu da cabası. (Filme gittiğinizde bu seks ve uyuşturucu trafiğinin tüm detayları ile işlendiğini de göreceksiniz o nedenle şimdiden uyarı olsun kiminle gideceğinize iyi karar verin yada bu kadar fazla seks sahnesi barındıran bir filmi izlemek istediğinizden emin misiniz çünkü gerçekten bazı sahnelerde porno filme mi geldik diye düşünebilirsiniz.)

Tabii bu çılgın hayat ve inanılmaz para akışı herkes gibi FBI'nın da ilgisini çekiyor. Sene 1998 olduğunda Jordan Belfort artık FBI tarafından sıkı takip edilmektedir ama kendisi bunu pek umursamıyor ve şirket üzerinden yaptığı usülsüzlükleri çok da önemsemiyor. Peşindeki FBI ajanının da filmde karşılığı var tabii ki :





2003 yılında kanundan kaçamıyor ve hisse senetlerinde yaptığı manipülasyon nedeniyle 4 yıla mahkum oluyor ama iyi halden 22 ay yattıktan sonra tekrar 2006 da serbest kalıyor. Ve işte bu çılgın yaşamda onu belki de en çok etkileyen kısım : Nadine Caridi. O dönem bira reklamlarında oynayan bir top model.



Şirketinin verdiği partilerden birinde tanıştığı ve Duchess lakabını takdığı güzel model yüzünden 1991 yılında eşinden ayrılıyor. Duchess'i ile evleniyor.

Filmde çokça vurgulanan bir nokta var. Eğer zengin isen güzel kadınlarla olursun ama yeteri kadar paran yoksa çirkin kadınlara tahammül etmek zorundasındır. Parayı bulan her erkek önce eşini çok daha güzel olan bir başka kadın ile değiştirir ama tabii bunun da zor olan yanı, paranı ve gücünü kaybettiğin an, seni ilk terk eden de o güzel kadınlar olacaktır. Ve öyle de oluyor. İşler ters gitmeye başlayınca 1998 yılında iki çocuğunun annesi Duchess ile ayrılıyorlar.

Jordan Belfort hapisten çıkması ardından California, Manhattan Beach'teki hayatına motivasyon koçu olarak devam ediyor. Tabii satış teknikleri hakkında verdiği seminerleri de unutmamak gerek. Yazmış olduğu " The Wolf of Wall Street" de sinemaya uyarlandı. Filmin Oscar adayı olması ile dikkatleri tekrardan üstüne çeken Belfort, sanırım bu dünyaya şanslı gelenlerden yada belki kendi şansını kendi yaratmış da diyebiliriz. Türkiyede Acun Ilıcalı örneği gibi.

Açıkçası filmden çıktıktan sonra böyle çılgınca para kazanabileceğim işler yapma fikri ile yanıp tutuşmadım değil ama kötü olan şey, böyle bir işin de aklıma gelmiyor olması :) Daha dün Whatsapp, 19 milyar dolara satıldı. Bir sonraki çılgın satışı yapacak her neyse bir an evvel onu bizim bulmamız lazım. Fikri olan arkadaşlar, hemen işe koyulalım ;)

Cagatay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder