Zengin İçerik İçin Tıklayınız !

4 Mart 2014 Salı

Tehlikenin Farkında mısınız ?

Sene 1973


Yer İsveç'in başkenti Stockholm. Hedef KreditBanken. Jan-Erik Olsson, planı yapmış işe koyulmuş. Büyük bir soygun girişimi. Ama evdeki hesap mı çarşıya uymadı yada bu işin acemisi miydi bilinmez. İsveçli Jan-Erik Olsson, bu soygun işini becerememiş. Kaçamayınca da banka çalışanı 4 kişiyi rehin alarak polise direnmeye başlamış. 6 gün boyunca direnmeyi başarmış derken polis bir şekilde bankaya giriyor ama o da ne !!! Rehineler soyguncuya yardım ediyor polise direniyor. Rehinelerin bu açıklanamayan hareketi, sadece soyguncu Jan-Erik Olsson direnmesine yardım olarak da kalmamış. Rehineler, Jan-Erik Olsson'un yakalanması ardından mahkemede savunulması için avukat tutulmasına yardımcı olmuşlar. Parasal destek vermişler. Mahkemede soyguncunun lehine şahitlik etmişler. Hatta rehinelerden bir bayan, soygun girişiminde bulunan Jan-Erik Olsson'a aşık olup nişanlısını terk ediyor ve aşık olduğu suçlunun hapisten çıkmasını beklemeye başlıyor. Mahkemede hakkındaki olumlu ifadelerden dolayı da zanlı  Jan-Erik Olsson, 8 yıl hapis cezası ile paçayı sıyırıyor. Rehinelerin bu davranışlarını, o günlerde kimse açıklayamamış olsa da kayıtlara geçen ilk vaka. Gerçekten de bir sendrom : Stockholm Sendromu.



Stockholm Sendromu


Bu banka soygununda geçen olay, ilk vaka olarak kayıtlara geçmiş olup daha sonra Psikiyatr Nils Bejerot tarafından Stockholm sendromu olarak adlandırılmış. Bejerot bu durumu, genel olarak rehinenin, rehin alan kişiye sempati duyması sonrasında da empati geliştirmesi olarak tanımlamış.


 
 
 
Psikiyatr Nils Bejerot, Stockholm sendromunu bir kaç madde ile de şöyle detaylandırıyor;

* Rehine kötü koşulları benimser, savunur ve koşulları göremeyerek, rehin alan kişinin yanında yer alır.

* Rehineler saldırganla özdeşleşir ve hayatta kalma duygusuyla onunla beraber hareket etmeye başlar.

*  Aslında bu durum kurbanın kendi kararı doğrultusunda gerçekleşen bir olay değil. Şiddetin direkt olarak doğurduğu sonuçlardan birisi.

* Rehin alma, tecavüze uğrama, taciz, savaş, pazarlanan hayat kadınları, aile içi şiddet, dini ve siyasi baskı gibi birçok durumda Stockholm sendromuna rastlanır.

Sonraki yıllarda bu sendroma örnek vakalar artarak devam etmiş. Kayıtlara geçen ilginç Stockholm sendromlarından birinde de, 1974’de Patty Hearst isimli kadın milyoner kaçırıldığı terörist grubuyla 2 ay sonra banka soygunu yapmış ve onlarla birlikte hapse girmekten kurtulamamıştır.

Bizden Stockholm Sendromu Örnekleri


Şimdi Stockholm sendromu nedir diye biraz araştırıp detaylarını öğrenince ister istemez şu anki memleket insanının hali geliyor aklıma. Bunca yaşananların, ortaya çıkanların ardından hala körü körüne desteklemesi, dişini gösterenin arkasında yer alıp, muhakeme yeteneğini kullanma gereği duymaması, amansızca peşinden gitmesi, hakkını aramaması, yapılan dayatmaları, baskıları, haksızlıkları kabul edip yeri gelince de bunları yapanları alkışlaması, kendine ait hak ve özgürlüklerini, parasını pulunu suistimal edenlere sempati duyması, ve belki de en kötüsü, kendini bunu yapanla özdeşleştirmesi onda kendinden bir şeyler bulup da sevmesi, aklıma sadece Stockholm sendromunu getiriyor.

Cagatay