Zengin İçerik İçin Tıklayınız !

17 Nisan 2014 Perşembe

Üç Afacan

Ben Daha Çok Köpek Severim - KITTIES

Hep evcil hayvan beslemeyi istemiştirim ama büyük sorumluluk olduğundan göze alamıyorum. Sokağa bırakılan kedi, köpeği görünce üzülmemek elde değil. Sokağa çocuk bırakmaktan pek farkı yok ama insanlarımız bunu pek idrak edememiş olsa gerek ki hiç düşünmeden bunu yapabiliyorlar. Bir hevesle eve alınan zavallı hayvan sonra ölüme terkediliyor. Ben de aynı duruma düşmemek için bu işe hiç bulaşmadım ama hazır kardeşim veteriner olmuşken nasıl olsa onun mesleğinin bir parçası diyerek eve bir kedi almasını sağladım. Çoğu insan gibi ben de köpek beslemeyi tercih ederdim ama köpeklerin ev ortamına pek uygun olmadıkları aşikar.

Pet Shop'da sahiplendirilmeyi bekleyen sokak kedisi yavrularından biri. Bir sarman. Kafeste çok oyuncu duruyordu. Aldık eve getirdik. Daha 15-20 günlük. Avuç içi kadar ama yerinde durması ne mümkün. Gelir gelmez tüm evi dolaştı. Evde nerede bir dolap arası, duvar deliği var oralara girmeye çalışıyor. Adını ne koysak diye düşünürken, televizyonda Kemal Sunal karakterini görüp, "Rıfkı" koyduk adını. Bizim Rıfkı gece ışıklar, uyumak için kapanınca oldu bir avcı, elini falan sakın hareket ettirme önce pusu kuruyor sonra da ok gibi fırlayıp  yakalıyor, parmaklarını . Karanlıkta hareket eden ne varsa yakalamaya programlanmış. İlk günden evdeki bir numaralı eğlencem olmuştu, bu sevimli kedicik. Kağıttan yaptığım topları kovalamaktan, evde saklanınca beni bulmaya çalışmasına, boş poşetlerin içine girmesine kadar, anlayacağınız tam bir oyun arkadaşı.


Sonra derken bizim kedicik büyüdü. Evde bütün gün tek olunca sıkılmaya da başladı. Bir arkadaşı olması gerekiyordu.

Kardeşimin veteriner kliniğe yaralı bir kedi yavrusu gelmişti. Anaokul bahçesinde çocukların oyuncağı olmuş ve muhtemelen çocukların attığı taşlardan biri de ayağına gelince ayağı kırılmış. Ameliyat oldu. Kesik bacakla sokakta yaşama şansı çok düşük olduğundan kardeşim, Rıfkıya arkadaş olarak onu almaya karar verdi. Neyseki ameliyat başarılı geçti de ayağının kesilmesine gerek kalmadı ama tabii tamamen eskisi gibi de olmadı. Biraz topallıyor olsa da hayatını çok da etkilemiyor. Yeni kedimize de bir isim vermek gerekiyordu tabii. İlkinin adı Rıfkı olunca ikincisinin de Şakir olması kaçınılmazdı. Türk filmlerinde unutulmaz sevimli Kemal Sunal karakterlerinin isimlerini kullanmaya devam ediyorduk.

Her ne kadar Rıfkı evde yalnızlıktan sıkılmış olsa da daha evvel herhangi bir kedi ile karşılaşmadığından bu yeni arkadaşını yadırgamıştı. Birbirlerini ilk gördüklerinde, Rıfkı tıslayarak uzaklaşmıştı. Devamında da uzaktan uzağa bütün akşam gergin şekilde birbirlerini gözlemlemişlerdi. Biri hamle yapsa diğeri de tekme tokat dalacakmış gibi duruyorlardı. İkisini de iki gün aç bırakıp ardından yanyana yemek vermemizle açlığın etkisinden olsa gerek birbirlerini pek umursamadılar ve bir süre sonra da birbirlerini kabullendiler. Aynı evde geçen bir haftanın ardından da baya baya arkadaş olmuşlardı. Gece yarısı birbirinin canını alırcasına boğuşmalarını yataktan kalkıp durdurmasak muhtemelen alt komşu gelip durduracaktı. Birbirlerine zarar vermiyorlardı ama böyle bir boğuşma da inanılır gibi değil. İki kedi birbirini kovalarken gerçekten de baya gürültü yapabiliyormuş.


Sonra bir akşam çöp atmaya çıkan kardeşim, çöp kenarındaki kedilere yaklaşınca hepsi kaçışır ama bir tanesi yanına gelip elini yalamaya başlayınca gönlü el vermez onu da eve alır ve artık evde üç kedi olur :) Unutulmaması gereken nokta ise bir evde iki kedi iyidir üç kedi limittir hatta veteriner falan değilseniz bakmanız pek mümkün de değildir. Yeni kedimize de kardeşim Ceyda'nın arkadaşı Zeynep in ismini vermesi ile evde "Kardeş Payı" dizinin karakterleri tamamlanmış oldu: "Rıfkı, Şakir, Zeynep"


Evde üç kedi gerçekten bakımı zor ama bir o kadar da keyifli. Bu sürekli birlikte hareket eden, birlikte uyuyan, birlikte yemek yiyen, birlikte oynayan sevimli dostlarla eve girdiğiniz andan itibaren gün içindeki yaşadığınız herşeyden uzaklaşır onların ilginç dünyasına dalar gidersiniz. Mama zamanı gelince sıra halinde dizilip gözünüze baktıklarını görürsünüz yada koltuğa uzandığınız da sırayla yanınıza gelip onların da yattığını görürsünüz. Sabah onlardan sonra kalkıyorsanız kapınızın tırmalandığını hatta kapı kolunun zorlandığını fark edersiniz. Yada çoktan odanın kapısını açıp saçlarınızı yalarak sizi uyandırmış olabilirler.


Köpekleri daha çok seviyor olabilirsiniz ama bir kaç kedi sahibi olarak da çok eğlenceli zaman geçirebilirsiniz. Hem evde beslenmesi köpeğe göre daha kolay en azından kedilerin doğuştan tuvalet eğitimleri var :) Sadece kumu göstermeniz yeterli oluyor. Ama en başta da dediğim gibi ne kadar sevimli olurlarsa olsunlar eğer ki bir süre sonra sokağa bırakacaksanız sakın bu sevimli dostlara bulaşmayın. Onları ölüme terk etmeyin.


Tabii bir de kediye benzeyip onlar kadar sevimli olanlar var ama neyse şimdi konuyu dağıtmayalım. O konuya da bir ara değiniriz :)

Cagatay





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder